Merhaba sevgili okurlar, bugün sizlere çok özel bir hikâye anlatacağım. Hikâyenin içinde bir kelime var ki, belki de hayatınıza farkında olmadan bir şekilde dokunmuş, belki de sadece bir anlam yüklü bir soru olarak kalmıştır kafanızda: But güllüm ne demek?
İşte bu yazıda, hem erkeklerin çözüm odaklı hem de kadınların empatik ve ilişkisel bakış açılarıyla anlatacağım bir hikâye var. Hazırsanız başlayalım.
—
Bir zamanlar, Deniz adında genç bir kadın yaşardı. Deniz, hayatta karşılaştığı her soruna çözüm bulmaya çalışan, sakin ve sağlam adımlarla yol alan biriydi. İşinde başarılı, ilişkilerinde sabırlıydı. Ama bir gün, hayatının en zor anlarından birini yaşadı.
Bir sabah, işine gitmeden önce telefona gelen bir mesaj her şeyi değiştirdi. Mesaj, eski sevgilisi Baran’dan geliyordu. “But güllüm, hala seni seviyorum. Seninle olmak istiyorum.” Bu kelimeler, Deniz’in içindeki en derin duyguları uyandırdı. Gülümsemesiyle başladığı gün, birdenbire içindeki karmaşayı, sevda acısını ve belirsizliği taşımaya başladı.
But güllüm… Bu kelimenin ne demek olduğunu tam olarak anlamıyordu. Ama bir şey vardı, bu kelime ona Baran’ı hatırlatıyordu. Baran, her zaman duygusal ve derin düşüncelerle dolu bir adamdı. Herkesin yüzeyine baktığı yerde, o her zaman daha derinlere inmek isterdi. İşte o da, “güllüm” kelimesiyle tüm içsel dünyasını yansıtmaya çalışıyordu. Fakat “But” kısmı neyi anlatıyordu? Belki de “ama” demekti, “ama” ile başlayan bir geçmişin geri dönüşü. Deniz, ne yapacağını bilemedi.
—
Baran’ın mesajına karşılık vermek için birkaç gün bekledi. Kendini bir çözüm üretmeye mecbur hissetti. Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımını hatırlayarak, Baran’la tekrar bir araya gelip, neyin doğru olduğunu konuşmak istiyordu. Geri dönmeyi düşündü, belki de her şeyin üstünden zaman geçmişti. Ancak bir şey eksikti. Bir şey her zaman eksik kalmıştı.
Bir akşam, Deniz, en yakın arkadaşı Eda ile buluştu. Eda, duygusal zekâsıyla her zaman dengeli bir tavır sergileyen bir kadındı. Eda, Deniz’in kafasında dönüp duran o soruyu derinden hissetti: “But güllüm ne demek?”
Eda, “Deniz, bu kadar çözüm aramanın bir anlamı yok,” dedi. “Bazen hayat, birini affetmek ve eskiyi bırakmak demek değil. Bazen, gerçekten hissederek ve ilişkisel bir şekilde bağ kurarak doğru yolu bulmak gerekiyor. O kelime bir adım, bir anlam, ama aslında senin duygularının sana bir mesajı. Her şeyden önce, kendini dinlemelisin. O ‘but’ diyor ya, belki de seni engelleyen bir şeyler var. Belki de korkularından.”
Deniz bir an sustu. Eda’nın söyledikleri kalbinde yankılandı. Evet, her şey çözümden ibaret değildi. Hisleriyle baş başa kalmak, önce içindeki duyguları anlamak gerekiyordu.
—
Ertesi gün, Deniz Baran’a bir cevap yazdı. “But güllüm,” dedi. “Evet, seni hala seviyorum ama ben artık içimdeki boşluğu doldurmak için başka yollar arıyorum. Geçmişi tekrar yaşamak değil, ileriye gitmek istiyorum. Kendimle barışık bir şekilde, yeni bir başlangıç yapmak.”
İşte burada, bu yazıdaki öz, aslında tam olarak şudur: “But güllüm” sadece bir kelime değildir. Bu, bir dönüm noktasının, bir ilişkinin, bir kararın simgesidir. Deniz’in hikâyesi, bir noktada kalıp çözüm aramanın ötesine geçip, duygusal bir bağ kurmanın ne kadar önemli olduğunu anlatmaktadır. Kadınların duygusal bakış açısının, ilişkilerdeki derinliğin, bazen çözümden çok daha değerli olduğunun altını çizer.
—
Sizce “But güllüm” kelimesi sadece bir başlangıç mı yoksa bir bitiş mi?
Hayatınızdaki önemli bir kararı verirken çözüm odaklı mı ilerlersiniz yoksa duygusal bağları ve hislerinizi mi ön plana çıkarırsınız? Bu kelimeyle ilgili düşündüklerinizi, hislerinizi bizimle paylaşmak ister misiniz? Yorumlarınızı bekliyoruz.