İçeriğe geç

Koşullanma çeşitleri nelerdir ?

Bir sabah, Melis ve Bora, kahvaltı masasının etrafında bir araya gelmişlerdi. Her zaman olduğu gibi, Melis kahvemi içerken hayattan daha fazla anlam arayarak Bora’ya soru sormayı seviyor, Bora ise her zaman çözüm odaklı yaklaşımını hemen devreye sokuyordu.

“Bora, bazı davranışlarımızın ya da alışkanlıklarımızın hep tekrarladığını fark ettim. Sanki geçmişte yaşadıklarımız, bugünümüze sürekli bir şekilde etki ediyor,” dedi Melis, kahvesini yudumlarken.

Bora, her zamanki gibi kafasını hafifçe eğdi ve birkaç saniye düşündü. “Melis, aslında bu hepimiz için geçerli. Bunu ‘koşullanma’ diye adlandırabiliriz. Peki ya, sen ne tür koşullanmalardan bahsediyorsun?”

Melis, cevabını arayacak şekilde, Bora’nın söylediklerine kulak verdi. “İnsanlar nasıl öğrenir, tepki verir, nasıl alışkanlıklar edinir ve bu alışkanlıklar hayatımıza nasıl yön verir?”

Bora, hemen konuya girdi: “Koşullanma, öğrenmenin bir yolu. Ama bu öğrenme sadece düşüncelerimizi değil, duygularımızı da etkileyebilir. Gel, sana farklı türlerini anlatayım, belki bu sorunun cevabını bulabilirsin.”

Bora, her zaman olduğu gibi, meseleyi çözmeye yönelik stratejik bir yaklaşım izliyor, Melis ise daha çok hislerle ve ilişkilerle ilgileniyordu. Bora’nın anlatmaya başladığı her kelime, Melis’in aklındaki sorulara daha derin bir ışık tutuyordu.

Koşullanma Çeşitleri

Bora, koşullanmanın aslında iki temel türü olduğundan bahsediyordu: klasik koşullanma ve edimsel koşullanma. Ancak, her biri farklı bir şekilde etki ediyordu ve bu farklar, insanların içsel dünyalarında büyük değişikliklere yol açabiliyordu.

Klasik Koşullanma

Bora, klasik koşullanmayı anlatırken, Pavlov’un ünlü köpek deneyinden söz etti. “Bunu duydum,” dedi Melis, “O köpekler zil sesine alıştıkça, sadece sesi duyduklarında bile salya salıyorlardı, değil mi?” Bora başını salladı ve ekledi: “Evet, işte bu da klasik koşullanmanın temelidir. Bir uyarıcı (örneğin zil sesi) başka bir uyarıcı (yemek) ile birlikte sunulduğunda, zamanla sadece o uyarıcı (zil sesi) tek başına bile tepki oluşturur.”

Melis, hemen bir anısını paylaştı: “Mesela, her sabah işe giderken arabamın klaksonunu duyduğumda kalbim hızlanıyor. Çünkü bir gün o klaksonu duyduğumda aniden fren yaparak kaza yapmıştım. Zil sesine verdiğim tepki gibi, klakson sesine verdiğim tepki de bir tür koşullanmadır.” Bora gülümsedi: “Aynen öyle, Melis. Bu tür öğrenme aslında otomatik bir süreçtir. Çoğu zaman bile farkında bile olmayız.”

Edimsel Koşullanma

Bora, şimdi başka bir türden bahsetti: “Bir de edimsel koşullanma vardır. Bu türde, ödüller ve cezalar yoluyla davranışlar pekiştirilir. Yani, bir davranışın sonucuna göre bu davranışın tekrar edilip edilmeyeceği belirlenir.”

Melis, içtenlikle cevap verdi: “Haa, demek ki bu durumda insanlar, kazanç elde etmek için belli davranışlarını tekrar ederler. Yani, bir ödül almak, daha fazla bu davranışı gösterme isteği yaratır.” Bora, gülümseyerek başını salladı: “Aynen öyle. Mesela, bir çocuğa ödül verilerek onun doğru bir davranışı yapması sağlanabilir. Bu durumda çocuk, ödül beklentisiyle aynı davranışı tekrarlar.”

Koşullanma Hayatımızı Nasıl Etkiler?

Melis, düşünceli bir şekilde başını salladı ve sözlerini birleştirerek şunları söyledi: “Demek ki, hem klasik hem de edimsel koşullanma, aslında hayatımızda pek çok şeyi yönetiyor. Hem düşüncelerimizi, hem duygularımızı, hem de ilişkilerimizi. Hangi davranışları seçtiğimizi ya da hangi duygusal yanıtları verdiğimizi büyük ölçüde bu koşullanmalar belirliyor.”

Bora, konuyu daha stratejik bir açıdan ele alarak ekledi: “Kesinlikle. Bu, sadece bireysel hayatımızda değil, ilişkilerde de etkili. İnsanlar, çevrelerinden aldıkları ödüllere ve tepkilere göre nasıl davranacaklarını öğreniyorlar. İster aile içindeki ilişkilerde, isterse iş yerinde olsun, koşullanma bize büyük bir yol gösterici oluyor.”

Melis, bir süre düşündükten sonra, içsel bir farkındalıkla şöyle dedi: “O zaman, bilinçli olarak kendimizi ve başkalarını koşullandırmak da bizim elimizde. İstediğimiz duygusal tepkileri oluşturabiliriz. Mesela, biri bizden doğru bir şey yaptığında, ona ne kadar ödüllendirici bir tepki verirsek, o da o davranışı tekrar edecektir.”

Sonuç: Koşullanma ve Biz

Bora ve Melis, sohbetlerini derinleştirerek sona erdirdiler. Koşullanma, aslında insanın her anını etkileyen bir süreçti. İnsanlar, çevresel faktörlerle koşullandıkları gibi, ilişkilerde de birbirlerini koşullandırabilirdi. Bora’nın çözüm odaklı yaklaşımı, Melis’in empatik bakış açısıyla birleştiğinde, ikisinin de hayatında çok önemli bir farkındalık ortaya çıktı. Koşullanmanın gücünü fark etmek, onların yaşamlarını ve ilişkilerini daha anlamlı kılmaya başlamıştı.

Siz de koşullanmanın hayatınızdaki etkilerini fark ettiniz mi? Belirli davranışlarınızın arkasında hangi koşullanmalar var? Yorumlarınızı bizimle paylaşın, birlikte bu yolculuğa çıkalım!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort brushk.com.tr sendegel.com.tr trakyacim.com.tr temmet.com.tr fudek.com.tr arnisagiyim.com.tr ugurlukoltuk.com.tr mcgrup.com.tr ayanperde.com.tr ledpower.com.tr
Sitemap
ilbet girişsplash